80’li yılların başları…
Ünlenmemişti henüz…
Atatürk Kültür Merkezi’nin bitişiğindeki
bugün tarih olan Atalay Noyaner’in
“Konak Maksim’’inde elinde gitarı ile, siyah smokini,
ince çerçeveli gözlükleri ve kıvır kıvır saçları ile sahne alıyordu.
“Günaydın Gazetesi’’adına geldiğimizi ve görüşmek istediğimizi söyledik ..
Kulisteydi..
Ayağa kalktı ve ilk sözü
bugün de aklımda;
“Mustafa Kemâl ATATÜRK’ün kentinden
Kayahan Açar.
İzmir doğumluyum.
Merhaba!’’
Son güne kadar koruduğu mütevazılığı, sürekli “sevgi’’ ile
bezeli konuşmasıyla da unutmadığım/unutamadığım ilk tanış tümcesiydi bu…
xxx
Sonra ilk 45’lik plağı;
“İstanbul’da bir Güzel/ İstanbul Kadar Güzel.’’
Peş peşe gelen besteleri..
Hepsi birbirini geçen!
Odalarda ışıksız kalan, virane, divane..
Bir Yemin eden,
“Emrin Olur’’ diyen..
“Mor Menekşe’’..
“Beni Anlamadın Ya’’.
Şarkılarının hapsindeydik artık.
‘’Ölüm bile ayıramazdı’’ bizi o şarkılardan…
Galatasaray’a marş; “1 2 3 4 Cimbom Şampiyon’’
çArşı tribünlerine; “siyah-beyaz film gibi…’’
Fener’e de; “Mor Menekşe’’.
O kadar çoktu ki..Hepsi de hit.
Şimdi gidişi bize;
“Esmer Günler…’’
xxx
"Halikarnas Balıkçısı"
demiş ya;
“Ölüm yaşama sığar,
hayatsa ölüme sığmaz, ölümü aşar...”
Kayahan Usta!
Hayattan korkmadın…
Ölümden niye korkacaktın?
Biliyordun sen, senden sonra da,
İnsanlar var..
Mavi var.
Deniz var..
Sevgi var.
Güneş, yıldızlar, bulutlar var…
Şarkıların var…
xxx
Kayahan, Eski Romalılar’ın çok sevip yitirdiklerine
“öldü’’demeyip ;
“yaşadı’’ anlamlı“vixit”i
yakıştırdıkları gibi; “yaşadı!’’...
Onurluca, üretken…
Bazı insanlar ölümsüzdür.
Bazı insanların kendisi; gökyüzüdür ve memlekettir!..
Dokuz yıl önce bugün yitirdiğimiz
K A Y A H A N GİBİ...
"Adını Yazmışlar Gökyüzüne..."