Projeye karşı çıkan çevreciler, Çeşme Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelerek basın açıklaması yaptılar. "Çeşme’de nadir kalan doğal yaşam alanları, tarım arazileri ve doğal sit alanları, enerji üretimi bahanesiyle yok edilmeye çalışılıyor. Bu kez Musalla Mahallesi’nde bulunan 169.879 m²’lik özel mülkiyete ait tarım arazisi, Güneş Enerjisi Santrali Projesi kapsamında kamulaştırılarak yapılaşmaya açılmak isteniyor" ifadelerini kullanan çevreciler, projeye ve ÇED sürecine tepki gösterdiler.
Toplanma alanında bir araya gelen vatandaşlar, projeye sloganlarla tepki gösterirken, Çeşme, İzmir, Karaburun, Karşıyaka Kent Konseyleri; İzmir Yaşam Alanları (İYA), ÇEŞÇEP (Çeşme Çevre Platformu), EGEÇEP (Ege Çevre ve Kültür Platformu); GÜLDER (Güzelbahçe Kültür, Çevre ve Güzelleştirme Derneği), Dünya Kenti İzmir Derneği, YASAD, GÜDODER gibi Çeşme ve İzmir'deki çevre platformları, kent konseylerinin temsilcileri ve 96 yaşında Sevim Efeler kedisi ‘Paşa’ ile eyleme destek verdi.
Çeşme Kent Konseyi ve çevre örgütleri ortak açıklama yaparak projeye tepki gösterdi. Av. Seher Gacar tarafından okunan basın açıklamasında;
Çeşme'de nadir kalan doğal yaşam alanları, tarım arazileri, doğal sit alanları her gün yeni bir bahane ile yok edilmektedir. Bu kez enerji üretimi bahanesi ile Musalla Mahallesi’nde 169.879 M2 özel mülkiyete ait tarım arazisi Güneş Enerjisi Santral Projesi kapsamında kamulaştırılarak yapılaşmaya açılmak istenmektedir .
Proje alanı doğal sit alanıdır.
Proje alanının tamamı tarım arazidir.
Proje alanının bir kısmı daha önce yangına maruz kalmış olduğu için ağaçlandırma sahasıdır.
Her ne kadar PTD’nda proje alanının 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılandırılması Kanunu kapsamında zeytinlik alan bulunmadığı belirtilse de proje alanı yakınında çok sayıda zeytin ağacı vardır.
Proje alanı yakınında hayvancılık yapılmaktadır.
Proje alanı Çeşme merkeze ve yerleşim alanlarına çok yakın mesafededir.
GES Projesinin gerçekleşmesi halinde;
Proje kapsamında konulacak 18.163 adet panel için toprak sıyrılarak beton dökülecek, bu alanda hiç bir canlının yaşama ihtimali kalmayacaktır. Bu bölgenin doğası, flora ve faunası zarar görecektir.
169.000 metre kare tarım arazisi yok olacak, özel mülkiyette olan bu araziler kamulaştırılarak şirketin eline geçecektir.
Bu alandaki hayvancılık faaliyeti de olumsuz yönde etkilenecek, zaten gittikçe azalan hayvancılık bir darbe daha alacaktır.
Proje alanının yerleşim yerlerine olan yakınlığı nedeniyle yapım ve işletim aşamasında bu alanda yaşayan vatandaşların yaşamı olumsuz etkilenecektir.
Enerji ihtiyacı gerçeğini inkâr etmiyoruz. Yenilenebilir enerji kaynaklarının fosil enerji kaynaklarına tercih edilmesi gerektiği de tartışmasızdır. Ancak GES'lerinin deniz manzaralı ve turizm merkezi yakınında olma zorunluluğu olmadığının da farkındayız.!
Toplumda yenilenebilir enerji kaynaklarının temiz ve zararsızlığı yönünde oluşturulan yapay algının arkasına saklanarak, Çeşme’nin son kalan bakir alanlarından bir bölümünün daha SİT korumasından çıkarılıp yapılaşmaya açılmasına, tarım arazilerimizin enerji üretimi bahanesi ile yine ve yeniden yok edilmesine karşı çıkıyoruz.
Biz bugün burada, önce doğa, önce tarım, önce yaşam diyor ve yaşam alanlarımızı savunuyoruz. Çeşme’yi sadece turizm beldesi olarak gören anlayışı reddediyor, 3 aylık turizm sezonu olan Çeşme’de 12 ay etkin biçimde tarım yapıldığını hatırlatıyoruz. Çeşme'yi devasa bir rant pastası olarak gören zihniyete karşı duruyor, Çeşme sakızının , enginarının, kavununun o pastadan daha kıymetli olduğunun bilinmesini istiyoruz.
Ve bu nedenlerle ÇED sürecinin sonlandırılarak projenin iptal edilmesini istiyoruz.
Betonla boğulan bir Çeşme’de ne turizm nefes alabilir ne tarım..”
sözlerine yer verildi.
Basın açıklama sonrası çevreciler, şirket yetkilerinin ÇED sürecinde halkın bilgilendirme toplantısına şirket yetkilileri gelmemiştir diyerek tutanak tutup imzaladılar.