Diyanet İşleri Başkanlığı ise açıklama yaptı. Açıklamada "Bugün bazı basın yayın organlarında yer alan, Diyanet İşleri Başkanlığının kız çocuklarının erken yaşta evlenebilecekleri yönünde açıklamada bulunduğuna dair haberler asılsız olup, kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır" denildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesindeki Dini Kavramlar Sözlüğü'nde yer alan "İslâm hukukçularınca bulûğ çağının alt sınırı, erkekler için 12, kızlar için 9 yaş olarak belirlenmiştir" ifadelerine İzmir Barosundan da tepki geldi.
İzmir Baro Başkanı Aydın Özcan, “Diyanet’in açıklamalarına idari ve hukuki yaptırım uygulanmalıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde yer verdiği “9 yaşına giren kız evlenebilir, gebe kalabilir” şeklindeki skandal açıklamaya Aydın Özcan’dan tepki geldi.
Özcan yaptığı açıklamada Diyanet İşleri Başkanlığı’nın üzerine vazife olmayan konulara karışmayı bırakıp asli görevlerine dönmesi gerektiğini ifade ederek “bu açıklamalar gerek idari yönden gerekse hukuki yönden ele alınarak yaptırım uygulanmalıdır” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin bir din devleti değil; laik, demokratik bir hukuk devleti olduğunu söyleyen Baro Başkanı Aydın Özcan “Gerek yasalarımızda gerekse taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerde 18 yaşın altındaki her bireyin çocuk olduğunu söyleyen Aydın Özcan, çocukların evlendirilmesinin çocuğu nesneleştirdiğini, çocuğun çocukluğunu yok saydığını, cinsiyete dayalı eşitsizliği arttırdığını dile getirdi. “Cinsiyet ayrımcılığı ve çocuk gelinler istemiyoruz” diyen Aydın Özcan, “çocuklara karşı gerçekleşen cinsel saldırı suçlarında rıza arayan, 4+4+4 eğitim sistemi ile kız çocuklarının erken yaşta okuldan alınmasını, lise çağındaki çocukların evlenmesini yasalarla destekleyen, müftülere nikah kıyma yetkisi verilerek çocuk yaşta evliliklerin önünü açan zihniyetin devamı şeklindeki bu tür açıklamaları şiddetle kınıyoruz. Diyanetin; kadınların, eşleri tarafından tek taraflı sms, mektup, faks yolu ile boşayabileceği yönündeki açıklaması ile dokuz yaşındaki kız çocuklarının evlenebileceği ve gebe kalabileceği yönündeki açıklaması Anayasamız başta olmak üzere Medeni Kanunumuza, imzaladığımız uluslararası anlaşmalara açıkça aykırılık içermektedir. Diyanetin bu açıklamaları gerek idari yönden gerekse hukuki yönden ele alınarak yaptırım uygulanmalıdır. İdari yönden siyasi iktidarın, hukuki yönden de Cumhuriyet Savcılarının harekete geçmesi gerekir” dedi.
Kadınlar da tepki gösterdi
İzmir Kadın Kuruluşları Birliği adına açıklamada bulunan İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Tülin Eraslan, “Evrensel Çocuk Hakları Sözleşmesi ve iç hukukumuzdaki düzenlemelere göre 18 yaşını tamamlamamış herkes çocuktur. Yasalardaki birkaç istisna haricinde herkes 18 yaşını doldurmakla reşit olmaktadır. Bilimsel verilerle belirlenmeye çalışılan evlilik yaşı, ülkemizde Medeni Kanunumuzun 124. maddesinde "kadın ve erkekler için 16 yaşından küçükler hiçbir şekilde evlenemezler", "17 yaşını doldurmuş kişiler ise ancak yasal temsilcilerinin izniyle" şeklinde düzenlenmiştir. Medeni Kanunumuzda 16 yaşını doldurmayan kadın ve erkeğin hiçbir şekilde evlenemeyeceği hükmü varken, Diyanet İşleri Başkanlığının sitesinde yer alan Dini Kavramlar Sözlüğünde, İslam hukukçularınca "buluğ çağının alt sınırının erkekler için 12, kızlar için 9 yaş olarak" belirlendiğinin belirtilmesi ve yine "erkek ve kızlar 15 yaşlarına ulaştıklarında, kendilerinde bu ergenlik alametleri görülmese de buluğ olduklarına hükmedilir ve hukuki yükümlülüklere ehil olur" denilmesi Medeni Kanunumuza açıkça aykırıdır” dedi.
Eraslan, açıklamanın kanunlara aykırı olduğunu belirterek, “Diyanet İşleri Başkanlığınca ve Diyanet görevlilerince kadın, çocuk ve evlilik gibi konularda yapılan ve açıkça kanunlarımıza aykırı beyanlar kamuoyu vicdanını yaralamaktadır. Gerek devletin kamu kurum ve kuruluşlarınca, gerekse sivil toplum örgütlerince kız ve erkek çocukların istismarına yönelik eylemlerin önlenmesi için yoğun çalışmalar yürütülürken, Diyanet İşleri Başkanlığının ve bu başkanlığa bağlı görevlilerin tespit ve beyanları tam tersi bir etki yaratmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı çocuk istismarına neden olacak tespit ve beyanlarını derhal sitesinden kaldırmalı, yine kanunlarımıza, Anayasamıza, Çocuk Hakları Sözleşmesine ve ülkemizce imzalanan uluslararası sözleşmelere aykırı olarak kadın ve çocuklarımızın istismarının önünü açacak görüş bildirmekten sakınmalıdır” diye konuştu.